Hepimizin artık Alzheimer denilince aklına unutkanlık geliyor. Ancak bu unutkanlığın sadece kişileri, isimleri, veya yerleri unutmaktan çok daha derin bir etkisi olduğunun farkında mıyız? Evet, hastalığın ilk evrelerinde unutkanlık kişi ve objelerin isminde, yer ve zaman algısında ortaya çıkabiliyor ancak hastalık ilerledikçe unutkanlığın çok daha kapsamlı bir etkisi olmaya başlıyor.
Örneğin Alzheimer demansı sahibi kişiler yüzlerinin, özellikle yaşlılık dönemindeki, neye benzediğini unutabiliyorlar ancak gençlikteki yüzlerini hatırlamaya devam edebiliyorlar. Bu nedenle aynaya bakmak onlarda büyük bir panik duygusuna sebep olabiliyor.
Ya da değerli eşyalarını bir yere saklayıp, daha sonra sakladıkları yeri unutunca eşyalarını başkalarının çaldığını düşünebiliyorlar. Bu da ciddi bir kaygıya ve bakım verenler ile yaşanan problemlere sebebiyet verebiliyor.
Kimi zaman hastalar o an yaşadıkları evi unutup, çocukluktaki evlerini evleri olarak hatırlayabiliyor. Bu nedenle de evdeyken sürekli ”Beni evime götürün!” diye şikayetlerde bulunabiliyorlar ve evleri olduğunu düşündükleri yere gidebilmek için evden kaçabiliyorlar.
Yani aslında Alzheimer’da unutkanlığın etkisi sanılandan çok daha derin ve büyük. Bunu anlamak da Alzheimer hastalığı olan yakınlarımızın neyi neden yaptığını anlayabilmemizi ve onlara yardım edebilmemizi sağlamak için oldukça önemli. Bakım veren bunun için konu ile ilgili yeterli bilgi edinmeli ve hastasını gözlemleyerek davranışlarının sebeplerini anlamaya çalışmalıdır. Sonrasında da hastaya sabırla ve şefkat ile yaklaşmaya özen göstermelidir.