Merhabalar sayın okuyucularımız. Bugün sizlerle okuyucu ve takipçi kitlemizin büyük bir çoğunluğunun bilgi sahibi olmak istediği demanslara genel bir giriş yapıyor olacağız. Bu yazı normalde yayınladığımız diğer yazılardan daha büyükçe ve detaylı olacaktır, o yüzden kahvenizi veya çayınızı almanızı öneriyoruz.
Demans (halk dilinde bunama), beyinde oluşan bir takım olumsuz değişimler sonucunda bireyin yavaş yavaş dil işlevleri, bellek, dikkat, yürütücü işlevler, görsel-algısal işlevler, sosyal beceriler gibi bilişsel becerilerini kaybetmesi sürecidir. Bu kayıp adım adım gerçekleşebilir ve son evrede kişi artık günlük işlevlerini tek başına gerçekleştiremeyecek hale gelebilir. Bu tür demanslara ilerleyici (nörodejeneratif) demans denir. Bunun yanında beyne giden veya beyin içi damarların daralması veya tıkanması, bu damarların zarar görmesi ve beyin içi kanamalara sebep olması gibi durumlarda da beynin zarar görmesi demans ile sonuçlanabilir. Bu tür demanslara ise vasküler demans denir ve bu demans türü çoğunlukla tek başına ilerleyici değildir. Nörodejeneratif demanslar aynı zamanda primer demanslar olarak da adlandırılır. İlerleyici olma ihtimali daha düşük olan ve altta yatan bir sistemik ya da vasküler başka bir hastalıktan kaynaklanan demanslar ise aynı zamanda sekonder demanslar olarak da adlandırılmaktadır.
Demans riski kişi yaşlandıkça artsa da demans normal yaşlanmanın bir parçası değildir. Sağlıklı bir yaşlanma beraberinde bilişsel işlevlerde kaçınılmaz bir düşüş getirirken, demansın sebep olduğu düşüş normal düşüşten çok daha belirgin ve kuvvetlidir. Bu sebeple demans belirtilerini gözlemliyorsak “Yaşlılıkta bunlar olur.” deyip geçmek çok doğru bir tavır değildir, mutlaka bir nörolog hekime danışmakta fayda vardır.
Bilişsel işlevler günlük hayat işlevleri ile çok ilişkilidir. Yani bilişsel işlevlerimiz iyi çalışmazsa, günlük hayatımızı idame ettirmek de zorlaşır. Dolayısıyla demanslar genellikle kişilerin günlük hayat işlevlerini yitirmeleri ile sonuçlanan olay ve olguları meydana getirir. Fakat bununla birlikte bilişsel becerilerde bir yitime sahip olup, günlük hayatında herhangi bir sorun yaşamayan, kişisel bakımını rahatça yerine getirebilen, araba kullanabilen, hesap yapabilen, işe gidip gelebilen bir grup vardır. Bu grup ise hafif bilişsel bozukluk olarak adlandırılır.
Demansları ikiye ayıran ve bu yazımızın konusu olan başka bir sınıflandırma çeşidi daha mevcuttur. Bu iki tür, benzer belirtiler kadar tanılamayı kolaylaştıran farklı belirtileri de içerir. Demanslar kortikal (üst-beyinsel) ve subkortikal (alt-beyinsel) olarak basitçe sınıflandırabilir. Subkortikal demanslar beynin biraz daha iç ve alt kısımlarını etkiler ve dışarıdan ilk bakıldığında sağlıklı bir insana kıyasla farkı görmek zor olabilir. Kortikal demanslar beynimizin dışarıdan bakıldığında görülebilen kısmını daha yoğun bir şekilde etkilemektedir. Bunu daha iyi anlayabilmek için aşağıdaki kıyaslamaya göz atabiliriz:
Kortikal ile subkortikal demansları birbirinden detaylı bir nöropsikolojik değerlendirme ile ayırabiliriz. Kortikal demanslarda beynimizin bellekle ilgili kısımları direkt etkilendiğinde ve zarar gördüğünde, bizden bir olay veya nesne hatırlanmamız istendiğinde ipucu verildiği takdirde bile hatırlamakta güçlük çekeriz. Oysa subkortikal demansa sahip bir bireyin ipucu verildiği takdirde istenilen olay veya nesneyi hatırlama ihtimali çok daha yüksektir, bu da bize subkortikal demanslarda sorunun bellekten ziyade dikkatte olabileceğini gösterir. Buna dikkate ikincil gelişen bellek sorunları denir.
Kortikal Demanslar
Kortikal demanslara Alzheimer Hastalığı, Lewy Cisimcikli Demans, Frontotemporal Demans, Posterior Kortikal Atrofi ve Creutzfeldt-Jakob Hastalığı örnek verilebilir. Bu hastalıkları ileride daha detaylı bir şekilde anlatıyor olacağız. Kortikal demanslarda çoğunlukla görülen belirtileri şöyle açıklayabiliriz:
- Amnezi, belleğin bir kısmının veya tamamının kaybedilmesine verilen genel bir ifadedir. Nöropsikolojik değerlendirmeye gelen amnezi sahibi bir bireyin genelde şikâyeti unutkanlıktır. Demans tanısı alan veya almayan çoğu kişi yeni öğrenilen şeyleri akılda tutamamaktan şikâyetçi olabilir. Yemeği ocakta unutmak, yemek yiyeceğini unutmak, bir soruyu defalarca kez tekrar sormak, bir kişiyle defalarca kez yeniden tanışmak gibi durumlar mutlaka değerlendirmeye alınmalıdır.
- Afazi, konuşma, anlama, yazma, okuma ve hesap yapma becerilerinde kayıplar için kullanılan genel bir ifadedir ve birçok alt türü vardır. Bireyin konuşmaları herhangi bir anlam ifade etmiyorsa, yanlış kelimeleri seçiyorsa, tutuk konuşma, sesleri çıkarma güçlüğü, anlamlı veya anlamsız herhangi bir ifadeyi devamlı tekrar etme eğilimi varsa afazi yönünden nöropsikolojik değerlendirme önerilebilir.
- Apraksi, yapılması istenilen hareket veya ifadeyi, bu hareketi gerçekleştirmek için gereken istek ve fiziksel yapıya (kas ve iskelet yapısı) sahip olmaya rağmen gerçekleştirememe durumuna verilen isimdir. Apraksiye sahip olan bir bireyden masada duran bardaktan su içmesi istendiği takdirde bunu yapabilecek fiziksel yeterliliğe sahip olmasına rağmen elini bardağa yönlendiremeyebilir, bardağı kavrayamayabilir.
- Agnozi, herhangi bir nesneyi, sesi, kişiyi veya yüzü, hatta hareketi doğru bir şekilde algılayıp, anlamlandıramama ile belirgin olan bir bozukluktur ve birçok alt türü bulunur. Örneğin agnozinin bir alt türü olan prosopagnozi, yüzleri tanıyamama ve anlamlandıramama ile belirgindir.
Subkortikal Demanslar
Subkortikal demanslara ise Huntington Hastalığı, Parkinson Demansı, Progresif Supranükleer Palsi, Multi-Sistem Atrofi ve çeşitli Vasküler Demans tipleri örnek verilebilir. Burada sık görülebilen bazı semptomları inceleyelim:
- Apati, herhangi olay veya olguya karşı olan genel bir ilgisizlik ve umursamazlık halini ifade etmek için kullanılan kavramdır. Depresyonda olan ya da farklı kişilik yapılanmaları olan bir birey de apati içinde olabilir. Veya sağlıklı bir birey durumsal olarak apati deneyimleyebilir. Demanslarda görülen apati genelde güçlüdür, kişi normalde tepki verilebilecek herhangi bir olaya (örn. birisinin bayılması) karşı tamamen kayıtsız olabilir.
- İrritabilite, genelde “sinirlilik”, “asabilik” gibi kavramlarla açıklanır. Alt beyin demanslarıyla birlikte beynin ön bölgesini etkileyen diğer demans türleri (örn. Frontoremporal Demans) ve kafa travmasına sahip bireyler bu şikâyete sahip olabilirler. İrritabilitesi olan bir birey normalde kolay kolay sinirlenilmeyecek bir durumda aşırı derecede sinirlenip ani ve güçlü tepkiler verebilir.
- Depresyon, devamlı bir üzüntü, hissizlik, isteksizlik ve motivasyonsuzluk durumudur. Bu sayılanlar herkesin zaman zaman yaşayabileceği şeyler olabilmekle beraber, demans ile gelişen depresyon klinik olarak ağırdır ve ruh ve beyin sağlığı profesyonelleri tarafından izlenmesi gereken bir durumdur. Demanslarda depresyon bilişsel yıkıma ikincil olarak gerçekleşir, yani depresyonun ana sebebi beynin gördüğü hasardır.
- Bradifreni, yavaş düşünme durumunu açıklamak için kullanılan kavramdır.
Tartışma
Yukarıda demansın kortikal ve alt kortikal demanslar olarak ikiye ayrılabileceğini anlattık. Bunun yanında bu türlerin kendilerine has belirtilerinin olabileceğinden de bahsettik ve bu belirtileri açıkladık.
Ancak burada dikkat edilmesi gereken konu şudur: Beyinde başlayan herhangi bir demans, diğer demans türlerinden kolayca ayırt edilebilir değildir. Çoğu ilerleyici demans, başladıkları bölgeden farklı bölgelere ilerleyerek zamanla birçok demans türünün özelliklerini gösterebilirler. Yukarıda verdiğimiz belirtilerden bazıları, başka demans türlerinde, hatta başka hastalıklarda görülebilir, örneğin depresyon subkortikal demanslarda görüldüğü kadar, kortikal demanslarda da görülebilen bir durumdur.
Yukarıda verdiğimiz bazı belirtiler sağlıklı insanların da ara ara yaşadıkları durumlardır. Burada dikkat edilmesi gereken konu yaşanılan belirtinin bireyin günlük hayatını ne kadar etkilediği ve ne kadar süredir var olduğudur. Sağlıkla ilgili herhangi bir konuda olduğu gibi, kişilerin bu konuda da ruh ve beyin sağlığı profesyonellerine başvurması gerekmektedir. Ruh ve beyin sağlığı profesyonelleri, bireylerin nörolojik muayene ve nöropsikolojik değerlendirmelerini yapmanın yanı sıra gerekli ilaç desteğini ve bilişsel rehabilitasyonu da bireylere sunacaktırlar.
*Bu yazı Stajyer Psikolog Ozan Tepe tarafından kaleme alınmıştır.