Merhabalar sayın okurlar. Daha önce merkezi sinir sisteminin iki üyesinden biri olan omurgamız üstünde durmuş, diğeri olan beynimizden ise yüzeysel bir şekilde bahsetmiştik, bazı kavramların daha iyi oturması için ilk önce bu yazıları okumanızı öneririz. Bugünkü yazımızda beynimizde hayati birçok işlevi üstlenen beyin sapına değiniyor olacağız.
Beyin sapımız aşağıdan yukarıya omurilik soğanı (medulla oblongata), pons (metensefalon) ve orta beyinden (mezensefalon) oluşur ve beyincik (serebellum) ile birlikte alt beyini veya diğer bir ismiyle art beyini (hindbrain, rombensefalon) oluştururlar.
Vücudumuza giden 12 kafa çifti sinirinden 10’u bu bölgeden çıkmaktadır. Kafa çifti sinirleri genel olarak kafamızdaki ve boynumuzdaki duyum ve hareketlerden sorumludur ve omurga ile bağlanmazlar. Bunun yanında bazı kafa çifti sinirleri (daha sonra işleyeceğimiz vagus siniri gibi) vücudun kalp, mide, bağırsak gibi hayati organlarına bağlanarak bu bölgedeki işlevlerin düzenlenmesinde aracı olur. Bu nedende omurilik soğanının aşağısında gerçekleşecek bir omurga hasarı yüz ve boyun bölgemizde bir felç veya hayati organlarımızda bir işlev bozukluğu yaratmaz.
Omurilik Soğanı (Medulla Oblongata)
Aslında omurgamızın bir uzantısı olan omurilik soğanı kafatasımızın içinde yer alır ve hayati bazı vücut işlevlerini kafa çifti sinirleri ile yürütmektedir. Bu hayati işlevlere nefes almak, kalbin atması, hapşırmak, öksürmek, öğürmek ve salya salgılanması örnek verilebilir. Omurilik soğanı ile bağlı 4 kafa çifti siniri vardır ve bu kafa çifti sinir lifleri vücudun üstte anlattığımız işlevlerle ilgili yerlerine bağlanarak bu hayatı faaliyetlerin sürdürülmesini sağlar. Bu kafa çifti sinirleri:
- Glassofaringeal sinir (kafa çifti siniri IX), dilin arka kısmından ve boğazdan gelen tat ve diğer birçok duyumsal bilgiyi beyne iletir, salya salgılanmasından ve öğürme refleksinden sorumludur, konuşma esnasında boğaz hareketlerini düzenler.
Vagus sinir (kafa çifti siniri X), vücuttaki en önemli sinir liflerinden biridir. Boyun ve ense bölgelerinden duyumsal ilgiyi beyne taşır ve boğaz, özefagus ve ses ve solunumdan görevli larinkse giden motor sinirleri kaslara taşır. Mide, bağırsak ve diğer organlara giden parasempatik sinir lifleri de vagus siniri yoluyla taşınır.
Aksesuar sinir (kafa çifti siniri XI), boyun ve omuz kaslarının kontrolünden sorumludur.
Hipoglossal sinir (kafa çifti siniri XII) dil kaslarının kontrolünden sorumludur.
Omurilik soğanının bu kadar hayatı işlevlerden sorumlu olması bu bölgeye olan herhangi bir fiziksel hasarı ölümcül kılabilir. Ayrıca morfin, metadon, fentanil ve kodein gibi opioidlerin istismar edilmesi omurilik soğanının işlevlerini bastıracağından hayati risk taşımaktadır.
Pons (Metensefalon)
Latince “köprü” anlamına gelen pons, beyin sapındaki birçok yapı gibi omurgadan ve kafa çiftlerinden gelen sinyalleri beynin gerekli kısımlarına iletip, beyinden gelen komutları vücuda gönderir, ancak faaliyetleri sadece köprü göreviyle sınırlı değildir. Uykumuzun en derin ve rüya görüldüğü aşama olan REM (rapid-eye-movement) sırasında vücudumuzun hareket etmesini engelleyen ve basitçe vücudumuzu felç bırakan sinyaller omurgaya pons tarafından gönderilir. Bunun yanında pons uyku-uyanıklık döngüsü konusunda beynin diğer kısımlarıyla beraber çalışır. Omurgadan gelen sinyalleri alan pons omurilik soğanı ile birlikte vücuttan gelen acı sinyallerini düzenler ve yönlendirir. Beyincik ile beraber çalışarak dengenin düzenlenmesinde yardımcı olur. İlginç bir bilgi: Vücudumuzun sağ ve sol kısımlarından beyne ulaşan duyu ve motor sinir lifleri bu bölgede ayrışarak beynimizin zıt yarımküresine giderler!
Pons ile bağlı 4 kafa çifti sinir lifi vardır:
- Trigeminal sinir (kafa çifti siniri V), yüzden gelen dokunuş ve acı gibi duyumsal bilgileri beyne iletir, çiğnemek için gereken motor bilgileri ise beyinden çene kaslarına iletir,
- Abdusens sinir (kafa çifti siniri VI), göz hareketlerinden sorumludur ve bu bu sinirin hasar görmesi çift görmeye neden olur,
- Yüzsel sinir (kafa çifti siniri VII), yüz mimiklerinden çoğunu kontrol eder ve dilin önünden tat duyumsal bilgilerini beyne iletir ve,
- Vestibulokoklear sinir (kafa çifti siniri VIII), denge ve duymadan sorumludur.
Orta Beyin (Mezensefalon)
Memelilerde ön beyine kıyasla oldukça küçük duran orta beyin sürüngenler, balıklar gibi hayvanların beyinlerinin önemli bir kısmını oluşturur. Orta beyin motor sistemdeki önemli reflekslerin düzenlenmesinden sorumludur, bunlara sıkma refleksi (bebeklerin ellerine bir şey deydiğinde ellerini sıkmaları), göz bebeği refleksi (göz bebeğinin ışığa maruz kaldığında büyüyüp küçülmesi), nystagmus (kafanın yukarı aşağı, sağa sola oynaması karşısında bir noktaya sabitlenen gözün o noktada kalması) ve ayakta durmak için gerekli denge refleksleri örnek verilebilir.
Orta beynin üst kısmına tektum denir ve Latince “çatı” anlamına gelir. Tektum üst tepe (superior colliculus) ve alt tepe (inferior colliculus) olarak iki ayrı yumruya sahiptir, üst tepe görsel duyumsal, alt tepe ise işitsel duyumsal bilgilerin işlenmesinde rol oynar. Tektumun altında yer alan tegmentum Latince “örten” anlamına gelir ve buraya iki kafa çifti sinir bağlanmaktadır. Bu kafa çifti sinirleri:
- Okülomotor sinir (kafa çifti siniri III), göz hareketleri ve göz bebeği reflekslerinden,
- Troklear sinir (kafa çifti siniri IV), göz hareketlerinden sorumludur.
Ayrıca bu bölgede yer alan substantia nigra (Latince siyah parçacık demek) motor hareketlere hazırlık için gerekli olan dopamin yolaklarına sahiptir.
Beyin Sapı Yaralanma ve Sendromları
Beyin sapının birçok hayati işlevlerden sorumlu olması bu bölgeye alınabilecek bir fiziksel travmayı ölümcül bir hale getirebilmektedir. Bu bölgeden alınan bir hasar yüz ve boyun bölgesinde işlev kaybı, tat alma, salya salgılanması, dil, boğaz, özefagus ve gırtlak kontrolünün yitirilmesine neden olabilir. Bunun yazında hayati organlara bağlanan sinirlerin fiziksel travmadan etkilenmesi bu organlarda işlev kabına yol açabilir. Örneğin kritik bir beyin sapı bölgesi olan omurilik soğanının fiziksel travmaya maruz kalması kalp atışı ve nefes alış gibi hayati işlevleri olumsuz yönde etkileyecektir. Bunun yanında pons ve orta beyin gibi alanların hasar görmesi uyku problemleri, koma hali, göz hareketlerinde bozukluk gibi sorunlar oluşturabilir.
Beyin sapına alınan fiziksel hasarların yanı sıra, bazı yaygın ve nadir demans türlerinin de beyin sapını etkilediği bilinmektedir. Çoğunlukla ilerleyici (nörodejeneratif) olan bu sendromlar ne yazık ki geri çevrilemez bir süreç başlatmaktadır. Bu sendomlara birkaç örnek verilebilir:
Multi-Sistem Atrofi (MSA), beynin birçok bölgesinde başlayan oldukça nadir görülen nörodejeneratif bir sendromdur. Daha çok alt beyin alanlarını etkileyen MSA beyincik ve beyinsapında ilerleyici hasarlar bırakmaktadır. Bu yönüyle MSA postürel hipotansiyon (otururken veya ayağa kalkarken sersem, bayılacakmış gibi hisseme), altına kaçırma (inkontinans), ter üretiminde dengesizlik, vücut ısı dengesinde bozukluk, uyku problemleri ve uykuda hareket etme, seksüel disfonksiyon ve düşük libido, ağız, dil ve gırtlak sorunlarından kanaklı yutma ve konuşma sorunları, denge sorunları, kas kontrolü bozuklukları ve duygusal inkontinans (durdur yere gülme ve ağlama) gibi birçok soruna neden olabilir. Görülebileceği üzere sayılan bozulmaların birçoğu beyin sapının düzenlediği faaliyetlerdeki bozulmalardır.
Parkinson Hastalığı (PH), titremeler ve hareket yavaşlığı ile karakterize nörodejeneratif bir hastalıktır. Hastalık basal ganglia ve orta beyinin bir parçası olan ve hareket kontrolünden sorumlu substantia nigraya yoğun bir hasar vermektedir. Bu bölgede yoğun olan hasar daha sonra beynin geri kalan kısımlarına ilerleyebilir ve bilişsel kayıplar da yaratarak Parkinson Demansı’na evrilebilir. Titremeler ve hareket yavaşlığının yanı sıra konuşma ve yutma problemleri, seksüel disfonksiyon, kan dolaşımı sorunları gibi beyinsapıyla ilişkili sorunlar hastalığa eşlik edebilir.
Progresif Supranükleer Palsi (PSP), yürüme, denge, göz hareketleri ve yutkunma problemleriyle karakterize nadir nörodejeneratif bir hastalıktır. Hastalık özellikle beyinsapı ve beyincikte başlayıp ilerleyerek daha ileride bilişsel bozulmalara da sebebiyet verebilir. Hastalığın beyinsapı ve beyincikte başlaması yürüme ve denge sorunları, göz ve göz bebeği hareketlerinde bozulmalar, yutkunma ve konuşma güçlükleri, yüz mimiklerinde sorunlar (kafa çifti sinirlerinin etkilenmesi), uyku sorunları, devamlı yorgunluk, duygusal inkontnans, depresyon ve anksiyete gibi birçok belirti oluşturabilir.
Bu yazı Stajyer Psikolog Ozan Tepe tarafından kaleme alınmıştır.