Pandemide Demanslı Birey Olmak
COVID-19 bir çok hastalık için risk büyük risk teşkil edebiliyor ve maalesef demans da bu hastalıklardan bir tanesi. COVID-19’un ve pandemi sürecinin demans açısından oluşturduğu risklere bakacak olursak bunları üç farklı açıdan incelenebilir.
İlk olarak, demansı olan kişilerin COVID-19 enfeksiyonuna yakalanma riski daha fazla. Bunun sebebi de şu ki demansta gördüğümüz bilişsel işlevlerdeki bozulmalar ve psikiyatrik semptomlar COVID-19’a karşı alınan önlemlere hastanın uymasını zorlaştırıyor. Bu hastalar, maske kullanma, eli yüze götürmeme, elleri düzenli yıkama, sosyal mesafeyi koruma gibi önlemlere uymakta sorun yaşayabiliyorlar. Bu da onların bu enfeksiyona yakalanma riskini arttırıyor. Bunun dışında bakım evlerinde yaşayan bir çok kişi demans nedeniyle orada olduğu için ve bakım evlerinde hastalığın yayılımı fazla ve hızlı olduğu için yine demans hastası olmak dolaylı da olsa COVID-19’a yakalanma riskini arttırıyor.
Bunun yanı sıra, demansı olan kişilerin COVID-19’u ağır geçirme riski daha fazla. Yapılan araştırmalar, COVID-19 için risk teşkil eden yaşlılık, diyabet, kardiyovasküler rahatsızlıklar gibi durumların demans için de risk teşkil eden durumlar olduğunu gösteriyor. Yani demansı olan kişilerin bu duruma sahip olma riski daha fazla ve bu durumlara sahip olan kişilerin de COVID-19’u ağır geçirme riski daha fazla.
Son olarak, demansın sadece COVID-19’dan değil ancak buna karşı alınan önemlerden de etkilenme ihtimali de var. Yapılan araştırmalar pandemi sürecine girildiğinden beri demansı olan kişilerin bilişsel işlevlerinde normalden daha hızlı bir düşüş olduğunu gösteriyor. Bilim insanları bunun sebebi olarak pandemi önemlerini gösteriyor. Sosyal mesafe kuralları demans hastalarının çevrelerindeki insanlarla hem iletişimini hem de fiziksel temasını azaltarak hastaları yalnızlığa itiyor. Yalnızlaşan hastalarda artan depresyon ve anksiyete de zaten sağlıklı kişilerde bile bilişsel işlevleri bozabilirken bu hastalarda daha çok tahribata sebep oluyor.
Bu nedenle, pandemi sırasında ve sonrasında, sosyal etkileşimi olabildiğince sürdürmek ve demanslı kişilere ekstra destek sağlamak büyük önem teşkil ediyor.
Pandemide Bakım Veren Olmak
Pandemi hepimizin hayatını öyle veya böyle değiştirdi ancak bu süreç özellikle bakım verenlerin zaten zorlandığı konuları daha da zor hale getirdi.
Bakım verenlerde hastayı tek başına bırakamama durumu nedeniyle hali hazırda görülen düşük sosyalleşme düzeyleri, virüse yakalanma ve virüsü hastaya bulaştırma korkusu, sokağa çıkma yasakları ve sosyal mesafe kuralları nedeniyle daha da arttı.
Bu nedenle bakım verenlerin zaten kısıtlı olan yardım ve sosyal destek olanakları neredeyse sıfıra inmiş oldu. Bu süreçte hem yardım alamamak hem de pandemi sebebi ile hastanın daha da hızlı gerileyen bilişsel fonksiyonları, artan davranışsal bozuklukları ve hastada görülen kaygı bakım verenin üzerindeki yükü daha da arttırdı.
Bunlarla birlikte, araştırmalar bakım verenlerin yine zaten daha yatkın olduğu stres, anksiyete ve depresyon gibi durumların pandemi döneminde oldukça arttığını gösterdi. Burada vurgulanması gereken önemli nokta bakım verenlere verilen desteğin de bu zorluklar ile aynı oranda artması gerektiği.
Yapılan araştırmalar bu süreçte bakım verenlere verilen online desteklerin (sanal ortamlarda gerçekleştirilen etkinlikler, eğitimler, grup buluşmaları gibi) artan stres, anksiyete ve depresyon gibi durumların azalmasına yardımcı olduğunu gösteriyor. Sanal ortamlar sayesinde bakım verenler hem evlerinden sosyalleşebiliyor hem de bir yandan hastayı kontrol edebildikleri için daha rahat hissedebiliyorlar.